KAYDIR

Safa Merve Tepesi Hikayesi

Safa Merve Tepesi Hikayesi

Mekke’de Kâbe’ye çok yakın konumda bulunan Safa ve Merve, İslam inancında büyük bir sembolik değere sahip iki kutsal tepedir. Her ne kadar fiziken küçük tepeler olsalar da, Allah katında “şeair”, yani O’nu hatırlatan ve kudretini temsil eden işaretler olarak yüce bir konuma sahiptirler. Kur’an-ı Kerim’in Bakara Suresi 158. ayetinde, “Şüphesiz Safa ile Merve Allah’ın şiarlarındandır” buyrularak, bu iki tepenin kutsiyetine açıkça vurgu yapılmıştır.

Safa ve Merve tepeleriyle ilgili hikâye, Hz. İbrahim, Hz. Hacer ve küçük oğulları Hz. İsmail’in yaşadığı mucizevi olaya dayanır.
Allah’ın emri üzerine Hz. İbrahim, eşi Hacer ve oğlu İsmail’i suyu ve bitkisi olmayan Mekke vadisine bırakır. Günler geçtikçe su tükenince, Hz. Hacer çaresizlik içinde oğluna su aramaya koyulur. Bir yandan Safa tepesine, diğer yandan Merve’ye koşarak tam yedi kez gidip gelir. Tam o sırada, Allah’ın izniyle küçük İsmail’in topuklarının altından Zemzem suyu fışkırır. Bu olay, Allah’ın rahmetinin ve bir annenin sabrının ebedi bir sembolü hâline gelir.

 

Sa’y İbadetinin Hikmet ve Anlamı

Hac ve Umre ibadetlerinin en önemli bölümlerinden biri olan “Sa’y”, işte Hz. Hacer’in bu teslimiyetini anmak için yapılır.
Müslümanlar, Safa tepesinden başlayarak Merve’ye doğru yürür, sonra yeniden Safa’ya döner. Bu yürüyüş, toplamda yedi defa tekrarlanır.
Sa’y esnasında belirli bir bölümde daha hızlı yürümek veya hafif koşmak, Hz. Hacer’in o dönemdeki telaşını ve oğluna duyduğu derin şefkati sembolize eder.

Hanefî mezhebine göre vacip, diğer mezheplere göre ise farz sayılan bu ibadet, yalnızca fiziksel bir yürüyüş değil; aynı zamanda iman, sabır ve Allah’a güvenin bir göstergesidir.

Sa’y Nedir? adlı makalemizi okumak için tıklayınız.

 

Kur’an’da Safa ve Merve’nin Yeri

Kur’an-ı Kerim, Safa ve Merve’yi yalnızca birer coğrafi nokta olarak değil, Allah’ın kudretini hatırlatan kutsal işaretler olarak tanımlar.
Bakara Suresi 158. ayet, Müslümanların bu iki tepe arasında “say” yapmalarının meşru ve sevap olduğunu bildirir. Bu yönüyle Safa ve Merve, hem tarihsel hem de ruhsal olarak İslam ibadetlerinin temel taşlarından biridir.

Eskiden açık havada yapılan say ibadeti, günümüzde Kâbe çevresine inşa edilen modern yapı içerisinde gerçekleştirilmektedir.
Zemzem suyunun bulunduğu bölgeye yakın olan bu alan, klimalı ve ferah bir koridor hâline getirilmiş, böylece milyonlarca hacı ve umreci ibadetini rahatlıkla yerine getirebilir olmuştur. Ancak bu modern düzenlemeler, Safa ve Merve’nin manevi anlamını ve tarihî dokusunu koruyacak şekilde yapılmıştır.

 

Neden Safa ve Merve Arasında Koşulur?

Bu sorunun cevabı, Hz. Hacer’in fedakârlığında gizlidir. O, çölde tek başına oğlunun susuzluktan ölmemesi için elinden geleni yapmış, Allah’a olan inancından hiç vazgeçmemiştir.
Onun bu koşuşturması, Cebrail (A.S.)’ın bildirimiyle Hac ve Umre ibadetlerinin ayrılmaz bir parçası hâline gelmiştir. Dolayısıyla Safa ve Merve arasında yapılan koşu, yalnızca geçmişi anmak değil, aynı zamanda iman, azim ve tevekkülün yeniden yaşanmasıdır.

Safa ve Merve, yalnızca iki tepe değil; bir annenin duası, bir peygamberin teslimiyeti ve bir mucizenin doğuşudur.Her yıl milyonlarca Müslüman, Hz. Hacer’in izinden giderek bu kutsal yürüyüşü tekrarlar. Çünkü bu yürüyüş, suya değil; rahmete, sabra ve Allah’a yakınlığa doğru bir yolculuktur.

Comments are closed

Müşteri temsilcimize soru sormak için tıklayın 444 70 50